30 Aralık 2009 Çarşamba

Ara Transfer'e Doğru #1 Luca Toni



Artık ara transfer dönemi geldi,çattı.Ve başka takımlara transfer olmak isteyen veya takımlarında mutsuz olan çoğu oyuncu için bu süre bir fırsat.Tabiki bunların en göze batanı Luca Toni.

Bayern'de Van Gaal ile çok ters düştü,çok inatlaştı ve en sonunda takımdan ayrı kaldı isminin en çok birlikte anıldığı takım olan Roma'ya gitmesi iki taraf içinde iyi olur,Totti ve Toni çok yakın arkadaş ve mevkiilerinde birbirlerini tanıyan ve birbirlerinin oyun stiline yabancı olmanayan oyuncular.Bugün Toni açıkladı Roma'ya gitmek istediğini,Roma,Bayern'den kötü bir takımmı? Tabikide değil.Avrupa garantili bir takım diyebiliriz.Ve Toni için en önemli şey bir an önce forma girip 2010'da Güney Afrika'da olabilmek ve bu hedefi için en yakın takım Roma.

Senin Ne Haddine !



Zarate ve Totti atışmaları hala devam ediyor,en son Zarate,Totti'nin bittiğini söylemişti(!) bende biraz emektar sever ve Tottisever olarak çok kızdım ve sinirlendim,bugün Totti gereken cevabı vermiş:Tüm taraftarları, tüm sporcuları ve Buffon, Del Piero, Messi, Ronaldo, Kaka, Ronaldinho gibi yıldızların Noel'ini kutlarım. Unuttuğum isimler varsa onlardan da özür dilerim. Noel zamanında daha iyi insanlar olmamız gerektiğini düşünüyorum. Zarate'ye de 240 iyi dilek yolluyorum. 2010 senesinde daha çok gol atıp, tarihe geçmek istiyorum ama sanırım elimi çabuk tutmam gerek çünkü ben artık bitik bir oyuncuyum. Gerçi bu sene başında da benim için aynı şeyleri söylemişlerdi.Bunu kendi bloğundan yazmış Totti,bence Zarate böyle bir laf yiyorsa susacak artık.Ben gerçekten merak ediyorum,acaba Zarate 240 maça 11'de başladımı,tek merak ettiğim bu ...

28 Aralık 2009 Pazartesi

Neler Oldu?




Biz yokken dünyada ve Türkiye'de olan önemli olayları derledim:

*Geçen sene Sivasspor'la başlayan Anadolu'nun zirveye hücümü geleneğini bu sene iki takım sürdürüyor.Kayseri ve Bursa mükemmel bir atakla en az Avrupa'yı hedefliyor.

*Ligimizde yabancı oyuncu üstünlüğü devam ediyor.Makukula ve Cangele ortaklığı Kayseri'yi zirveye uçurdu.Julio Cesar Antep'i sırtlıyor.Gol krallığında tek türk isim Mustafa Pektemek.

*Premier Lig'de dengeler değişti.Defanstaki açıklar ManU'nun planlarını altüst etti.Afrika Uluslar Kupası en çok Chelsea zararına ve Arsenal  için büyük bir şans doğuyor bu periyotta.Tothennam'ın mükemmel yükselişi devam ediyor,Wigan'a karşı o patlama gerçekten müthişti.

*Ve Şampiyonlar Ligi,Bayern Juve'yi öyle bir dağıttki ne olduğunu kimse anlayamadı,birden AVRUPA LİGİ'nin favorisi olduk.Zaten bu sene benim Juve'den umudum yok ama umarım böyle gitmez.Büyük favori kesinlikle Barcelona.Herhalde buna kimse karşı çıkmaz?

Geri Döndük





Biliyorsunuz isteğimiz dışında (!) blogdan ayrılmak zorunda kaldık ki bu çok üzücü oldu.Ama nihayet geri döndük ama bu sefer iki blogla geri döndük,bu blog hala aynı içeriğe devam edecek ama eskisi kadar fazla post girermiyim bilemiyorum,ama önemli olan geri döndük...

13 Kasım 2009 Cuma

2010'a Doğru Play-offlar

Blogumuzun 50.postu şerefine 4 karşılaşmayıda uzunca bir göz atalım dedik ve başlıyoruz:





Yunanistan-Ukrayna:4 playoff maçı içersinde favorisi yok diyebileceğimiz tek karşılaşma,tam dengeli bir mücadele.Ukrayna'da artık son turnuvasını oynayacak denilen Sheva gibi bir hücüm silahı var.
Yunanistan ise 2004'teki görüntüsünden çok uzak,zaten bunu 2008'de görmüştük.
2008'de 1-0'lık katı savunma anlayışının artık bilimesiyle tam bir hezimet yaşayan Yunan'lılar eminim bu taktiklerini değiştireceklerdir.Ukrayna İngiltere ve Hırvatistan'ın buluduğu bir gruptan sadece 1 mağlubiyet alarak çıkmış bir takım.Yunanistan ise,en büyük rakiplerinin İsviçre ve Letonya olduğu bir gruptan 2 mağlubiyet almış.Düşündürücü.Benim bu maçtaki favorim Ukrayna.



Fransa-İrlanda:Fransa gibi yıldızlar karması bir ülkenin play-offlara kalması düşündürücü,2008'de onlarda tam bir hezimet yaşadılar:1 gol 1 puan.Ve Domenech hala takımın başında,ne olursa olsun sonuçta İrlanda'nın başında Trapattoni'nin olduğunu unutmamak gerek.

Ribery,Henry,Anelka,Benzema,Evrave daha bir sürü yıldız oyuncuya karşı,İrlanda'ın bilinenleri ise Dunne,Ireland,Duff,Keane,Given ve Kilbane, ben bu maçta kazananı yıldızların kazandıracağını düşünmüyorum.Sonuçta İrlanda, Bulgaristan ve İtalya gibi iki güçlü ekibin olduğu bir gruptan hiç mağlubiyet almadan play-offa kalan bir takım.Gönlüm İrlanda'dan yana,sebebi ise Trapattoni,İch Habe Fertig.

 Portekiz-Bosna Hersek:Favori Portekiz gibi gözüksede Bosna'nın kolay bir rakip olduğunu söyleyemeyiz,Dzeko,Misimovic,Ibisevic,Pjanic gibi bir hücüm hatları var ki Portekiz defansının çok zorlanacağını söyleyebiliriz.Portekiz'de Ronaldo olmayacak koskoca Real Madrid Ronaldo'nun yokluğunu hissediyorsa kim bilir Portekiz ne yapacak?Tam anlamıyla hücum kapışması olarak geçecek bir maç,Bosnalılar hafife alınmamalı.Favorim Portekiz.

Rusya-Slovenya:Rusya bu maçın mutlak favorisi,Rus futbolu her gün gelişiyor,Avrupa'ya oyuncular gönderiliyor,ligin kalitesi artıyor,takımlar Şampiyonlar Ligi'nde devleri yeniyor.Zaten takımın başında Hiddink gibi müthiş bir hoca varken her takım maç için bir adım önde diyebiliriz.Savunması sağlam bir Slovenya karşısında kilidi Ruslar'ın müthiş hücum hattı çözecektir diye düşünüyorum.Favorim Rusya.

12 Kasım 2009 Perşembe

Kaplanlar Gibi...



 

 

 

 

 
EVERY DOG HAS İTS DAY.

Alex'ide Sustururlar



Sir Alex, Ada'nın en büyük teknik direktörü ve genelde bir sezonda başarılarından çok hakemlerle olan diyaloğu konuşulan bir isim.

Alex'e bugüne kadar ciddi bir ceza gelmedi bildiğim kadarıyla ama artık federasyon bu işe bir dur demek istemiş anlaşılan ve Alan Wiley'e bu maçı yönetmek için yeterince fit değildi yakıştırmasını yapan Sir Alex'e 20 bin pound para cezası ve 4 maç men cezası verilmiş,2 maçı doldurdu ve eğer hareketini tekrarlarsa diğer 2 maçlık süre etkin olacak.

Sir Alex Wiley'in maçı iyi yönetemediğini söylesede kendiside yanlış kararlar nedeniyle ne kadar puan kazandı onu herhalde hesaplamak biraz uzun sürer.

Şampiyonluk



Bugün çıkan bir habere göre Ankaragücü'nde Vassell kaldığı otelden atılmış,sebep ise paranın ödenmemesi.
Ankaragücü yönetimi parayı ödemediği için Vassell atılıyor kaldığı otelden.

Henüz bir ay önce Ian Henderson ile yönetime rest çekip paramızı alamıyoruz demişlerdi.Vassell geldiğinde ligin kalitesi artacak diyenlerin yorumu şimdi ''eee burası Türkiye'' oldu,ilginç.Sanki Ian Henderson'da Vassell'e kanka olsun diye alınmış,hiç bir şey yaptığı yok.

Birde şampiyonluk demezler mi ? KOMİK

11 Kasım 2009 Çarşamba

Ölüm



İnsanı hiç olmadık zamanlarda bulabilir,herhangi bir sebepten veya herhangi bir olaydan gitme ihtiyacı hissedenlerimiz çok vardır,O'da kızına gitmeyi seçti.Mekanının cennet,toprağın bol olsun,Enke.


9 Kasım 2009 Pazartesi

Peter Kenyon Hollywood'da




Peter Kenyon,ManU ve Chelsea kulüplerinin çağ atlamasının baş aktörü,yönetmeni kısacası herşeyi,bu iki takımada yüksek derecede karlı reklam ve sponsoluk anlaşmaları imzalattırıp hem kulüplerin bütçesini arttırmış hemde kulüplerin popülaritesini üst düzeye taşımış bir CEO, Chelsea'yi bıraktıktan sonra bir süre her popüler transferin kesin talibi Manchester City ile adı anıldı ama gitmedi,zaten parayı düşünseydi Chelsea'de kalırdı diye düşünüyorum.

Kendisi Hollywood'un ünlü ajansı CAA'in spor bölümü başkanı olarka göreve başlamış,orada çalışacağı isimler ise tam anlamıyla dünya yıldızları;Lebron James,Andy Murray ve Peyton Manning gibi isimlerle çalışacakmış ve kendisinden beklenen Ronaldo,Beckham ve Mourinho gibi artık reklam ögesi olmuş spor insanlarını ikna etmek.Hayırlı Olsun diyelim.























Scarface-Tony Montana




Scarface filmi en ok sevdiğim filmdir,zaten sağ tarafta iki tane fotoğrafı var Tony Montana'nın.Hikayesini herkes biliyor ama ben yinede kısaca anlatayım.

Castro,Küba'daki vatandaşlarının(çoğu suçlu) sözde ailelerinini görmeleleri için onlara Marial Limanı'nın açar ve Amerika'ya gelenlerden biride Antonio Montana'dır.Al Pacino'nun artık dev olduğunu kanıtladığı rolüdür bana göre birde üstüne Don Michael rolünde döktürünce katmerli kadayıf olmuştur resmen.

Tony'nin hikayesi sıfırdan yükseliş üstüne kurulu,Tony önce bulaşıkcılık yapıyor,sonra ufak işlerde çalışıyor aslında herkes başlarda Tony'yi basit bir kiralık katil sanıyor ama Tony bu dünyanın içine atıldığı andan itibaren önlemez yükselişi başlıyor,çünkü o sadece birşey istiyor:Dünya'yı ve içindeki herşeyi.Tony zamanla yükseliyor hep daha çok kazanmak istiyor ve başarıyorda diyebiliriz,aslında bana filmin başından beri sanki ölmek Tony'nin umrunda değil gibi geliyor.

Final sahnesine bakacak olursak,silahını düşürüyor ama o içeri gidip yeni silahı almak yerine,kurşunları yerken Sosa'nın adamlarına sövüyor ve aslında hayatı ''ti''ye alması onu başarıya ulaştırıyor diyebiliriz.Final sahnesi dışında ilk işinde malı almaya giderken arkadaşı gözünün önünde öldürülmüş ve başına silah dayanıyor tehdit ediliyor ve Tony aynen şunları söylüyor:''Why don't you try stickin' jou head up your ass,see if it fits''
Belki orada ölecek olsa bile yinede ölüm onun umrunda bile değil.Ve iş ahlakı;Sosa kendisine bir iş veriyor ama o orada sırf çocular var diye iş ortağını öldürüyor ve kendi sonunu hazırlıyor.

Ve finali final sahnesiyle yapıyorum;Tony,eşiyle kavga etmiş evine gelmiş açmış torbayı kafayı bulmuş resmen tabii.Ve Sosa hemen adamlarını yollamış Tony'nin evine adamlar hemen bütün çevreyi halledip savunmayı sıfıra düşündüklerini sanıyorlar,herkesde ne var oğlum iki kurşuna devrilir bu adam düşüncesi hakim gibi sanki,ama Tony o kafaya rağmen gidiyor ve ''kaplanlar gibi'' savaşıyor,adamlar resmen şaşkına uğruyor,çünkü onun adı:Tony Montana.Ölüm sahnesi Tony'nin şanına şöhretine pek yakışır olmuyor.Ama ölmeden önce yine adamlara lafını yapıştırıyor o ayrı,bence tek filmde bitirilmesi iyi oldu,çünkü o rolü Al Pacino'dan başkası oynayamazdı.
Ve son söz:

Benim işimi bitirmek kolay mı? İşimi bitirmek için koca bir ordu lazım! Duydunuz mu? Hadi gelin! Hepinizi cehenneme yollayacağım! Siz kime dikleniyorsunuz? Ben Tony Montana'yım be! Bana dikleniyorsanız bu işin kralına çattınız demektir! Hala ayaktayım. Hadi! Pis kurşunlarınızı yağdırın! Hadi! Pis kurşunlarınızı yağdırın! Kurşunlarınız bana işler mi sanki? Yağdırın bakalım! Hadi durmayın!(Tony ölmeden önce son sözleri)





Milli Takımlar,Kulüpler,Oyuncular





Bu sorun son günlerde çok sık konuşuluyor,Portekiz,Ronaldo ve Real Madrid üçlüsünün yaşadığı sorunlar,Roanldo,Diawara'nın müdahelesiyle sahalardan 3 ay uzak kalacağı açıklanmıştı ve daha 3 ay geçmedi ama Portekiz teknik direktörü Carlos Querioz ben Ronaldo'yu oynatacağım diyor,Real Madrid yollamam diyor ve böyle bir sorun yaşanıyor.

Eğer Ronaldo giderse tekrardan sakatlanma olasılığı çok yüksek ve Real Madrid milyonlarca euro harcadığı oyuncusunu basit bir sakatlık yüzünden kaybetmek istemiyor tabiki sonuçta o 94 milyon euro'yla bu ligde 4-5 tane takım kurarsınız ama bazıları tek oyuncu için harcıyor,hani takım gibi oyuncu derler ya!Bu arada bir detay gözüme çarptı Carlos Querioz illa alacağım diyor Ronaldo'yu bu riski göze ala ala kendisi eskiden Sir Alex'in yardımcısıydı.Sakın Ronaldo zamanında bir yamuk yapmış olmasın.

Sizce Kulüp mü ?Yoksa Milli Takım' mı ?

Nice Yıllara Pinturicchio


Trapattoni Almancası


                                                      


Şimdi aklıma geldi bu Fatih Terim ingilizcesi olayları,Fatih hoca bayağı dalgaya alınmıştı bu olayda,yine aynı bir olay Trapattoni'nin başına gelmişti ama ben bu kadar dalgaya alındığını hatırlamıyorum çünkü orda bir jesttir,Trapattoni'nin Almanca konuşması ve bunu bilenlerde çok dalgaya almamıştır,hatta kouşmanın sonundaki İCH HABE FERTİG herkezi koparmıştır ve bu olay tarihe İCH HABE FERTİG olayı olarak geçmiştir.Paylaşayım tekrar hatırlayalım dedim.Görüntülere buradan ulaşabilirsiniz,yanlız uyarayayım Trapattoni önce normal vatandaş gibi gidiyor sonra işi Hitler'e bağlıyor gibi olmuş.Ama sonu gerçekten çok komik

Geçen Hafta Ligimizin Enleri





Ligimizde geçen hafta güzel mücadeleler yapıldı bende ligimizim enlerini seçtim,Paylaşıyorum.

Haftanın En Karlı Takımı:Kayserispor oldu,Sivas deplasmanından 4-2'lik bir galibiyet aldılar ve Bursa'nın kaybetmesiyle birlikte Avrupa'ya yaklaştılar Makukula ve Cangele'nin uyumu bu sezon onları başarıya taşıyacaktır.

Haftanın En Süpriz Maçı:Bursaspor-Gençlerbirliği maçı oldu diyebiliriz,Bursaspor'da bütün takım bir Avrupa havası içindeydi geçen sezon son anda kaçtı fırsat ellerinden,bu hafta alınacak bir galibiyet şu anda onları 3.yapacaktı ve Avrupa'ya gitme yolu açılacaktı,ama olsun hala herşey bitmiş değil,umarım başarırlar.

Haftanın En Başarılı Oyuncusu:Hakan Arıkan ve Franco Cangele oldu.İkisi arasında çok kaldım en sonunda ikisini seçtim,Cangele yaptığı asistlerle Sivas galibiyetinin baş aktörüydü diyebiliriz ve bu yaptığı asistlerin Avrupa yolunda takımına büyük katkısı olacaktır.Diğer bir kahraman Hakan ise Trabazon galibiyetinin baş aktörüydü yaptığı kurtarışlar Beşiktaş'a 3 puan olarak döndü ve Beşiktaş'ın ligde atağa kalkmasında etkili oldu,1.kaleci olabilecek formu yakalarsa kaleyi bırakmaz diye düşünüyorum.

Haftanın hayal kırıklığı:Gökhan Ünal oldu.Sanırım böyle giderse bu sezonunda hayalkırıklığı olacak gibi,bu sezon 9 maçta 2 golü var,ve bu onun için çok kötü bir performans aslında ben onu CM'de bir sezon parlayıp ardından fos çıkan oyunculara benzetiyorum,Fatih Tekke'nin adı geçiyor ama artık bu saatten sonra çok zor gibi.

Haftanın Olayı:Fenerbahçeli yabancı oyuncuların başka takımlara gitme merakı son günlerde su yüzünde çıktı.
Roberto Carlos için zaten 2 günde bir yeni haber çıkıyor,Güiza bir televizyon programına çıkıyor yok kardeşim Türkiye ligi çok takip edilmiyor,başarısızlık şansınız yok falan diyor,sen ne yaptında bir başarın oldu sanki,adam hiç kendini sorgulamadan direk suçu Fenerbahçe'ye atıyor,sen gitsen bütün takım bayram edecek birde sitemler falan yapıyor,bugünde Alex'in eşi Daianne çıkıyor diyorki;Alex'in sözleşmesi yakında bitiyor daha tam kararımızı vermedik düşünüyoruz,ilginç yani bakalım yakında yeni haberler çıkarmı ?

Haftanın 11(2-2-4-2)'i:Hakan Arıkan-Ferrari-El Saka-Ernst-Hurşit-Arda-Gökhan.Emreciksin-Cangele-Makukula-Tum








Yol Ayrımı






Öncelikle haberimi vereyim bu bir ayrılık haberi değil başlıklardanda görmüş olduğunuz üzere artık sadece Juventus ile sınırlı kalmayıp dünya futbolu hakkındaki görüşlerimide yazacağım ama sağlam ve birinci ağızdan Juventus haberleri için www.juventusfcturkiye.blogspot.com adresine güvenebilirsiniz yeni blog hayırlı olsun diyelim şimdiden.

8 Kasım 2009 Pazar

Özledik #1

Belki Juventus'la alakası yok ama olsun benim fikrime göre gerçekten dünyanın en büyüğüdür.Onunla ilgili mini bir galeri  hazırladım.Bana göre en iyi 11 fotoğrafla Sir Bobby Robson:

Efsaneler hep yanlız değilmidir zaten.















Ve bazen yanlızlık onları efsane yapar.



O efsaneler bir süre sonra oranın kralı olur.


 Efsane olduktan sonra herkez sizin gibi olmak istemez mi ?

Sadece hep onun yanında olanlar onun izinden gider.
 
Bazen o kralın veliahtları olur,tıpkı onun gibi olanlar.















Bazı veliahtlar tam olarak onun izinden gitmesede...


















...En az onun kadar başarılı olurlar.












Başarıyı gördüğünüzde ise...














Oranın gerçek kralı olursanuz...


Sizi asla unutmazlar.

Nostalji:1976/1977 UEFA KUPASI




Uefa kupasının henüz yeni başladığı dönemlerdi 6. yılında finalde Athletic Bilbao'yla oynayacaktık ve tarihimizin ilk UEFA şampiyonluğunu kazanacaktık.O dönem kupada eleme usulüyle tur atlanıyordu ve gruplar yoktu.Türkiye'den Adanaspor ve Fenerbahe'de bizi Avrupa'da temsil eden takımlarımızdı ama  ancak ikiside toplamda 5-2'lik mağlubiyetlerle kupaya erken veda ettiler.


Juventus ilk turda Manchester City'le karşılaşıyordu.11'ler şöyleydi.


Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Bettega, Benetti, Marchetti A.

Manchester City: Corrigan, Docherty, Donachie, Doyle, Watson, Conway, Barnes (12' st Power), Kidd, Royle
Hartford, Tuear


Maçı İsviçre'den Hüngerbühler yönetiyordu,Juve maçın mutlak favorisiydi ancak 44'de Manchester'ın iki rengindede oynayan şimdilerde Manchester City'de antrenörlük yapan Brian Kidd'in attığı golle avantaj artık Manchester City'nin olmuştu..

İki farklı Brian Kidd



İkinci buluşma Juventus'un evinde gerçekleşiyor ve bu sefer 11'ler şöyle oluyordu:
Juventus: Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna, Benetti, Bettega  

Manchester City: Corrigan, Docherty, Donachie, Doyle, Watson, Booth, Keegan (28' st Lester), Kidd, Royle, Hartford, Tueart



Ve bu karşılaşmada  Juve ikinci bir süpriz yapmadı ve maçı 2-0 kazandı.

2.turda rakip bu sefer  Manchester'ın kırmızısı Manchester United'dı.Daha Sir Alex Ferguson takımın başına geçip takıma altın çağını henüz yaşatmamıştı.İlk maç Manchester'daydı.Maçı Doğu Almanya'dan Biwersi yönetiyordu.İlk 11'ler şöyleydi:

Manchester United: Stepney, Nicholl, Albiston, Daly (12' st McCreery), Greenhoff, Houston, Coppell, McIlroy, Pearson, Macari, Hill
 

Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna, Benetti, Bettega 



Manchester'ın kırmızısı da mavisi gibi ilk maçı 1-0 aldı,ama bilmiyorlardıki kırmızında kaderi maviyle aynı olacaktı.

İkinci maç Torino'daydı.Maçı Macaristan'dan Palotai yönetiyordu.11'ler açıklandığında fazla bir değişiklik yoktu.Trapattoni kadroda hiç değişikliğe gitmemişti.İskoçyalı Docherty belkide yine aynı kadroyla maçı alırız düşüncesindeydi iki takımda Manchesterdaki gibi maça çıktı.



Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Furino, Morini (8' pt Spinosi), Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna, Benetti, Bettega

Manchester United: Stepney, Nicholl, Albiston, Daly, Greenhoff,Houston, Coppell, McIlroy (11' st McCreery), Pearson, Macari (20' st Peterson), Hill


Boninsenga 18'de attığı golle tur umutlarını artırdı,29'da yine Boninsenga sahneye çıktı ve artık avantaj Juventus'daydı.40'da Benetti golünü atarak,Juve'nin ikinci yarıya rahat girmesini sağladı.

Bir sonraki turda rakip şimdinin UEFA şampiyonu Shaktar Donetsk'di.Onlarda bizim karşımıza,Honved ve Dinamo Berlin'i eleyerek gelmişti.İlk maç Torino'daydı ve hakem Yugoslavya'lı Maximovic'ti.

11'ler şu şekildeydi:


Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Marchetti A., Spinosi, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna, Benetti, Bettega

Shakthar Donetsk: Degtyarev, Rudakov, Jarentchenko, Pianijk, Shevliuk, Vassine, Sokolovski, Reznisk (1' st Starukin), Dudinski (10' st Rogovski), Kondratov, Safonov


16'da Bettega,19'da Tardelli ve 38'de Bonisenga'nın golleri artık turu Juve'ye getirmişti nerdeyse.



Tardelli ve genç Trapattoni

2.maç Ukraynadaydı ve Juve bu kez turun getirdiği rahatlıkla rakibine 1-0 mağlup olmuş ama bu mağlubiyet Juve'ye engel olamadı.Hakem tanıdık bir isim Hilmi Ok'tu.


Shakhtar Donetsk: Degtyarev, Rudakov, Jarentchenko, Pianijk, Shevliuk, Vassine (1' st Rogovski), Sokolovski (22' st Dudinski), Starukin, Reznisk, Kondratov, Safonov

Juventus: Zoff, Cuccureddu, Spinosi, Furino, Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna, Benetti, Bettega
Gol: Starukin  dk.35

Hakem:Hilmi Ok(Türkiye)











                                    Boninsegna ve Bettega ikilisi'nin 10 golü bize kupayı getirdi.

Çeyrek finalde rakip Alman Magdeburg'du.Onlarda ilk turda,Cesena'yı ikinci turda Dinamo Zagreb'i ve üçüncü turda Fehervar'ı geçerek bizim rakibimiz olmuşlardı.Maçı Galli Reynolds yönetiyordu.11'ler ise:
 
Magdeburg: Dorendorf, Raugust, Sommer, Mewes, Decker (19' st Kohde), Seguin, Streich
Tyll, Sparwasser, Steinbach, Hoffmann


Juventus:  Zoff, Spinosi, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Cuccureddu, Tardelli, Boninsegna (23' st 
Gori), Benetti, Bettega (24' st Cabrini)


Goller:Cuccureddu,Boninsegna ve Benetti(Juventus) Sparwasser(Magdeburgo)


İkinci turda avantaj bizdeydi ve bizde bu avantajı iyi kullandık Cuccureddu'nun golü bizi yarı finale AEK'nın karşısına yolluyordu.


Juventus: Zoff, Spinosi, Gentile, Cuccureddu, Morini (15' st Cabrini), Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna
Benetti, Bettega (1' st Gori)


Magdeburg: Ulrich, Raugust, Decker, Mewes, Kohde, Zapf, Streich, Tyll, Sparwasser, Seguin, Hoffmann
Gol: Cuccureddu dk.16


Hakem: Burns (İngiltere)












y
                                                                                  Efsane  Cuccureddu



Yarı final'de rakip AEK Atina'ydı.Onların geçtiği rakipler ise Dinamo Moskova,Derby County,Kızılyıldız ve QPR'dı.İlk maç Torino'daydı ve onlarda ilk maçta hezimetten kurtulamadılar,skor 4-1'di.



Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Marchetti A., Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna  
Benetti, Bettega


AEK Atina: Stergioudas, Papadopulos (30' st Tassos), Theodoridis, Ravussi, Nikolaou, Toskas
Tsamis, Nikolaidis, Wagner, Papaioannou, Mavros


Goller: Cuccureddu,Bettega(2),Causio(JUVENTUS)Papadopulos(AEK)
Hakem: Jarkov (SSCB)


İkinci maçta avantajımızı kullandık ve maç 1-0 bitti,Bettega yine durmadı,yine attı.

AEK Atene: Christidis, Indzoglu, Theodoridis, Ravussi, Nikolaou, Papadopulos (27' st Zarzopolos), Tsamis
Tassos, Wagner, Papaioannou, Mavros


Juventus: Zoff, Spinosi, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Cuccureddu, Tardelli (1' st Causio), Boninsegna, Benetti Bettega


Gol:Bettega(Juventus)
Hakem: Palotai (Macaristan)





                                   Kaptan Corini ve Papaioannou maçtan önce


Ve işte artık o an gelmişti Juventus finaldeydi ve rakip Baskların temsilcisi Athletic Bilbao'ydu.Bilbao'nun elediği takımlar hiçte küçümsenir değildi.Yarı final'de Cruyff'lu Barcelona'yı çeyrek finalde ise Rivera'lı Milan'ı elemişlerdi.Belki bizim elediklerimiz bu kadar güçlü değildi ancak sahada elediklerimiz değil biz oynayacaktık.6 golle Dani en golcü oyuncularıydı ve ilk maç Torino'daydı.11'ler şöyleydi:
Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna (39' pt Gori), Benetti, Bettega

Athletic Bilbao: Iríbar, Oñaederra, Escalza, Villar, Guisasola, Goicoechea, Dani, Irureta, Churruca, Rojo II, Rojo


Dakikalar 14'ü gösterdiğinde ise Tardelli 75.000 seyirci önünde Juventus'a avantajı getiren golü atıyordu.

İkinci maç San Mames'deydi,yenildik ama kupa yinede bizimdi şimdilerde 40.000 kişilik olan stad  
O gün  tam 43.000 kişiyi ağırladı,herkes kendi evinde kazandı.

Athletic Bilbao: Iríbar, Lasa (18' st Carlos), Escalza, Villar, Guisasola, Alexanco, Dani, Irureta, Amorrortu, Churruca, Rojo I

Juventus: Zoff, Cuccureddu, Gentile, Furino, Morini, Scirea, Causio, Tardelli, Boninsegna (14' st Spinosi), Benetti, Bettega
 

Goller:Bettega(Juventus),Irrureta,Carlos (Athletic Bilbao)






 
 

Bu arada turnuvanın gol kralı 7 golle Hector(Derby County) oldu.İlk turda Finn Harps adlı takıma 16 gol attıkları maçta attı bütün gollerini sonraki turda AEK'dan 5 yiyip kupadan elendiler.Takım arkadaşı  George'da o maçta 6 gol attı ve gol krallığında ikinci oldu.